19 Mart 2009 Perşembe

ÜSTÜN İNSANCILIK


Üstün İnsancılık, ırkların eşitsizliği, insanların iyileştirilmesi (zeka özürü, körlük vs.) gibi sakatlıklardan arındırılmış bir toplum yaratma ideali ve her önüne gelenin değil de, sadece ehil olanların, yani iyi eğitilmiş Elit bir Kadro’nun Devlet Yönetiminde söz sahibi olmasını savunan görüşler toplamıdır.

Üstün İnsancı İdeolojinin Türkiye’deki Temsilcisi 1999’da İzmir’de kurulmuş olan Türkçü Toplumcu Budun* Derneği’dir.
Toplumcu Buduncular olarak bizim hedefimiz, Türk Irkının varlığını ve Üstün Konumunu korumaktır.
Bazıları “Aman canım, bizim ne üstünlüğümüz var. Hiçbir şey yapmamışız. Ne yapıyoruz ki?” diyeceklerdir.
Bu düşünce düşmanlarımızın Propagandalarının bir sonucudur.

Zira bazıları içimize de sızmış olan Türk düşmanlarına göre:

-Dünyanın ilk kadın savaş pilotu olan Sabiha Gökçen Ermeni
-Mimar Sinan Rum veya Ermeni
-Atatürk Makedonluk’tan Türklüğe iltihak etmiş bir yabancı
-Çiçek aşısını ilk uygulayanlar İngiliz
-Atomun parçalanacağını ve bu yolla yok edici bir enerjinin açığa çıkacağını Einstein'dan önce söyleyen, Anadolu'da yaşayan Cabir Bin Hayyan Arap
- Dünyanın durağan değil, dönen bir kütle olduğunu söyleyen ilk kişi olan büyük bilginlerden Biruni İranlı

Bu soysuz köpeklerin Türkler’de yaratmak istedikleri düşünce bellidir. “Bizden adam olmaz”.
Atatürk ne demişti “Atalarının tarihini ve yaptıkları büyük işleri öğrenecek Türk çocukları, daha fazlasını yapmak için kendilerinde güven bulacaklardır”.
İşte düşman buna engel olmak ve bu güveni elimizden almak istemektedir.

Bugün üzülerek de olsa bu soysuzların başarılı olduğunu görmekteyiz. Bugünün Türk çocukları maalesef Atalarının başardığı büyük işlerden habersizdir. Bu yüzden de kendilerini aşağı görmekte ve AB veya Arap ilaçlarında şifa aramaktadırlar.

Türkçü Toplumcu Buduncular olarak elimizden geldiğince bu düşüncelerle mücadele etmekteyiz.
BİZLER, BİZE SÖYLENEN YALANLARA RAĞMEN ÜSTÜN BİR IRKIN ÇOCUKLARI OLDUĞUMUZU BİLİYORUZ.

BİZLER TARİHİ YAZAN, EN ESKİ VE EN ASİL IRKLARDAN BİRİNE MENSUBUZ.
GURUR DUYUYORUZ.

Ancak bunu bilmenin yetmeyeceğini veTürk Irkının karakafalılar ile karışıp melezleşme ve piçleşme, bunun sonucunda ise yok olma tehlikesi ile yüz yüze kaldığının farkındayız.

Bizler, Uygarlığın Üstün İnsanların varlığına bağlı olduğuna inanıyoruz.

* Budun: Ulus. Aralarında Irk, Kültür ve Tarih birliği bulunan insanlardan oluşan ulus.

IRKLARIN EŞİTSİZLİĞİ

İnsanlar farklı fiziksel ve zihinsel özelliklere sahiptirler. Her insan farklı yeteneklere sahiptir. Bunu tartışmayız bile.

İnsan ırkları da tıpkı insanlar gibi farklı özelikler gösterirler.
Bazıları “Uygarlığın Yapıcısı” iken bazıları ise “Yıkıcısı”dırlar.
Bazı Irklar şiddete, cinayete ve tecavüze daha fazla eğilimlidirler. Beyaz Irk’tan bir Budun’a (ulus) mensup bir insan, “savaş zamanı da olsa” bir insanın kafasını keser veya üzerine benzin döküp yakarsa, silah arkadaşları tarafından bile “Ruh hastası” olarak görülür.
Ancak aynı davranış, daha vahşi ırklardan oluşmuş toplumlarda kahramanlık?!? Olarak görülüp övülür.

Bazıları bu farkı “Kültür” ile açıklama eğilimindedir. Ancak bu iddiayı savunanların unuttuğu bir şey var; Kültürü yaratan insan’dır!
Oysa Kültürün sosyolojik açıklaması; “İnsanın yarattığı maddi ve manevi varlıkların toplamı kültürdür” şeklindedir.
Yani Kültür insanı yaratmaz; tersine insanlar zihinsel yetenekleri oranında Kültür ürünlari ortaya koyarlar.

Üstün Irklar, Üstün Uygarlıklar ve Topluluklar ortaya çıkarırken; aşağı ırklar daha basit ve ilkel kültür ve uygarlıklar yaratırlar.

İNSANLARIN İYİLEŞTİRİLMESİ

Bugün toplum ve yasalarca herkesin üreme hakkı garantiye alınmıştır. Kalırımsal körlük taşıyanlar, embesiller, sapıklar, şiddete eğilimli psikopatlar, kız kardeşinin boğazını kesebilecek kadar beyni gelişmemiş canlı türleri..
Oysa kalıtımsal olarak kör olan birinin çocuğunun da hayatını karartmaya hakkı yoktur.. Babalık-Annelik güdüsüne sahip olan veya olduğunu iddia eden insanlar çocuklarının hayatlarını karartma hakkına sahip değildir! Olmamalıdır da!
Devletin görevi sağlıklı nesiller yetiştirilmesini sağlamak olmalıdır. Zira Ulusun ve dolayısıyla Devletin geleceği buna bağlıdır.

Doğum öncesi iyi sağlık hizmeti sadece parası olanların değil, Türk Irkının her bireyinin hakkıdır.
Bu nedenle, gerek doğum öncesi testler herkes için ücretsiz ve zorunlu olmalı; eğer çocukta herhangi bir kusur ortaya çıkarsa “geç kürtaj” (doğum sonrası uyutulma) da dahil olmak üzere bütün seçenekler gözüne alınarak gerekirse kusurlu olanın Irkı bozmasına izin verilmemelidir.

Ayrıca.. Eğer çocuk sahibi olmak isteyen çiftte kalıtımsal körlük vs. varsa… ve eğer iyi bir ebeveyn olacaklarına karar verilirse, dölllenme mutlaka laboratuvar ortamında yapılmalı ve kusurlu genler bu süreçte ayıklanmalıdır.
Sağlık hizmeti, sadece zenginlerin hakkı değildir!

SEÇKİNLERİN YÖNETİMİ

Burada seçkinlerin yönetiminden kasıt, paralı ama züppe ve cahillerin iktidarı değildir. Yalancıların, kurnazları veya üçkağıtçıların… basın ve televizyonlar yoluyla topluma pazarlanmış, Büyük Sermayenin işbirlikçi tiplerinde iktidarı değildir.

Böyle bir düzen, gazete okumaktan aciz veya düşünmesini bilmeyen sürülerin oy kullanması da değildir.

Okumaya veya politikaya vakit ayırmak istemeyen insanların kafalarını yormak doğru değildir.
Dünyayı bırakın, Türkiye’den haberi olmayan insanlar doğruyu nereden bilecek, neye göre karar verecektir?

Osmanlı bile Devlet adamı yetiştirmek için okullar kurmamışmıydı? Neden?
Çünkü Devleti veya Ekonomiyi yönetmek iyi bir eğitim, bilgi birikimi ve tecrübe ister.
Bırakalım Devleti Ehil Olanlar yönetsin.

ÜSTÜN İNSANCILIK VE EKONOMİ

Üstün İnsancılık, Toplumcu, başka bir deyişle Halkçı’dır. Kapitalizme karşıdır. Zira Kapitalizm/Liberalizm gibi sistemler paranın ve gücün, hak etmeyen cahillerin eline geçmesine yol açmaktadırlar.

Bin dolarlık takım elbiselerle hava atmayı marifet sananlar, değil şirket yönetmek, şirket kapısına bekçi bile olmamalıdır.

Hiçbir Türk’ün sömürülmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Devlet, sermaye vs. her şey Toplumun, Türk Toplumunun hizmetinde olmalı ve Türk Irkının sağlık, refah ve mutluluğuna hizmet etmelidir.

Şirketlerin Türk Milletini sömürmesine izin verilmemeli ve başta asgari ücret olmak üzere bütün ücretler iki katına çıkarılmalıdır.

Türk Milleti ABD ve Batı’nın ucuz işgücü değildir.

Artık kendimiz için üretmenin zamanıdır.